BEN MÜSLÜMAN(!)IM
6 HAZİRAN 2018 00:00
aaaltekin@gmail.com
Yıllar su gibi akıp geçiyor. Kötülük şaha kalkarken iyilik, bir köşede öksüz, kimsesiz haline ağlıyor.
Konya’da ikindi namazı için bir camiye gittik arkadaşımla. İmamın çok güzel bir sesi vardı. Özellikle seçmiştik o camiyi. Namaz bittikten sonra imam aldı eline mikrofonu: “Ey Cemaat! Burası çocuk yuvası değildir. Bundan sonra çocuklarınızı camiye getirmeyin.” Dedi. Hepimiz şaşkındık. Çünkü biz namaz kılarken arkamızda oyun oynayan çocuğu kimse fark etmemişti. Babası sünneti kılmadan kalkıp oğlunun elinden tutup dışarı çıktı. Müezzin, yaşlı bir amcaydı. Bu sefer o almıştı mikrofonu: “Hoca burası Allah’ın evidir. Sen kimi kimin evinden kovuyorsun. O çocuklar buraya gelecek.” Dedi; ama çocuk ve babası çoktan çıkmışlardı dışarı.
Aradan baya zaman geçmişti. Ve neredeyse unutmuştuk olanları. Cuma namazı için yine farklı; ama bir mahalle camisini gitmiştik. Hutbedeyken imam birden sinirlendi. Yukarıda konuşan çocukları hedef aldı. Bir yaşlı amca kalkıp üst kata çıkıp çocukları camiden kovdu. Ve geri dönüp müezzinliğe devam etti. Kalktım ayağa. Sonra şeytana uyma dedim kendi kendime ve geri oturdum.
Başka bir gün otobüste yolculuk yapıyoruz. İmam kalktı ayağa: “Vakit geçiyor. Otobüsü durdur namaz kılacağım.” Dedi. Tüm yolcular homurdanmaya başladı. Şoför anlatmaya çalıştı olmadı. İmam: “İlla durduracaksın aracı.” dedi. Muavin: “Az önce mola verdik neden kılmadınız?” deyince imam daha bir sesini yükselterek: “Vakit girmemişti.” Dedi.
Konya’da ikindi namazı için bir camiye gittik arkadaşımla. İmamın çok güzel bir sesi vardı. Özellikle seçmiştik o camiyi. Namaz bittikten sonra imam aldı eline mikrofonu: “Ey Cemaat! Burası çocuk yuvası değildir. Bundan sonra çocuklarınızı camiye getirmeyin.” Dedi. Hepimiz şaşkındık. Çünkü biz namaz kılarken arkamızda oyun oynayan çocuğu kimse fark etmemişti. Babası sünneti kılmadan kalkıp oğlunun elinden tutup dışarı çıktı. Müezzin, yaşlı bir amcaydı. Bu sefer o almıştı mikrofonu: “Hoca burası Allah’ın evidir. Sen kimi kimin evinden kovuyorsun. O çocuklar buraya gelecek.” Dedi; ama çocuk ve babası çoktan çıkmışlardı dışarı.
Aradan baya zaman geçmişti. Ve neredeyse unutmuştuk olanları. Cuma namazı için yine farklı; ama bir mahalle camisini gitmiştik. Hutbedeyken imam birden sinirlendi. Yukarıda konuşan çocukları hedef aldı. Bir yaşlı amca kalkıp üst kata çıkıp çocukları camiden kovdu. Ve geri dönüp müezzinliğe devam etti. Kalktım ayağa. Sonra şeytana uyma dedim kendi kendime ve geri oturdum.
Başka bir gün otobüste yolculuk yapıyoruz. İmam kalktı ayağa: “Vakit geçiyor. Otobüsü durdur namaz kılacağım.” Dedi. Tüm yolcular homurdanmaya başladı. Şoför anlatmaya çalıştı olmadı. İmam: “İlla durduracaksın aracı.” dedi. Muavin: “Az önce mola verdik neden kılmadınız?” deyince imam daha bir sesini yükselterek: “Vakit girmemişti.” Dedi.
…
Olayları çoğaltmak mümkün.
Evet, değerli okur! Biz islamı yaşamıyoruz. İslamı kendi çıkarlarımıza göre tekrar dizayn ediyoruz. İslam bize ne diyor diye bir kere merak edip hakkıyla araştırdık mı? Bunun cevabını inşallah verebilirsiniz.
Peygamber Efendimiz(Sallallahu Aleyhi Vesellem), o dönem çocuklara karşı (çevresindekilere göre) aşırı sevgi gösteriyordu. Onlarla oyun oynuyor, eğleniyor ve ciddi meselelerde fikir danışıyordu. Biz çocukları ezmekten, kendilerini ifade edebilecek gücü ellerinden almaktan başka ne yapıyoruz?
Bir cemaate yön veren imamlardır. İmamlar kurana bakmazsa, hadis bilmezse, okuyup boğazlarından aşağı indirmezse cemaat ne yapmaz? Kalkıp otobüste namaz kılacağım diyor. Seferinin anlamına hiç mi bakmamış?
Biz gösterişten uzak bir hayat sürmeliyiz. İslam hoşgörü dinidir. Ama biz onu zorbalık ve hoşgörüsüzlük olarak tanıtıyoruz dünyaya. Adam eline Kuran almış okuyacak. Diğeri geliyor abdestsiz okuyamazsın diyor. Sanırsın kendisi Kuran muhafızı. Kuran dirilere inmiş ölülere değil. Bırak okusun. Belki hayatta karşılaştığı bir sıkıntı için açıp okuyacak ondan bilgi edinecek. Belki de abdest almasına engel bir hastalığı var. Biz bilemeyiz. Bir zahmet kulu Yaradan ile baş başa bırakın.
Diğeri çıkmış oruçluyken terbiyesizler bize saygı göstermiyor diye habire büyükleniyorlar. Bu topraklar bir medeniyete değil birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Her ırktan, milletten insan var. Bizim ramazan orucumuz varsa onların da şükran ve paskalya orucu, Yom Kippur, Yassı Matem, Hinduizm… ve daha sayamadığımız pek çok oruç isimleri. Onlar oruçluyken biz ne kadar saygı gösterdik? Gördüğünüz gibi mesele oruç meselesi değil nefsi terbiye etme meselesidir. Maalesef nefis bizi elinde oyuncak ederken biz sadece ona itaat ediyoruz.
Bu aralar çok sıkça karşılaştığım bir konu: Çocukların yatsıdan sonra camilerden kovulması. Bak kardeşim, ağabeycim, amcacım sen bir kişisin. Sesinden rahatsız olduğun çocuk sayısı onlarca. Onlar yetmiyor bir de aile terbiyesi üzerinden aileler de işin içine giriyor. Sanırsın kendisi terbiye bakanı. Orucun ne demek olduğunu sana öğretecek kadar kendimi büyük göremem. Ama bir zahmet aç biraz oku. O çocuklar senin yüzünden sokaklarda büyürse bunun vebalinin altından sen kalkamazsın. Bırak camiyi mesken edinsinler. Namaz kılmazlarsa bile oradaki atmosferden etkilenirler. Ve hiç olmazsa dışarıdaki kötülükten uzak dururlar.
Size göre biraz yanlış anlaşılabilir bir cümle kuracağım şimdi.
Biz farkında olmadan kendimizi hâşâ Allah (Celle Ve Celaluhu)’ın yerine koyuyoruz. Çocuğu camiye getirdim namaz kılacak. Ben oruç tutuyorum karşıdaki bana saygı gösterecek. Benim iyilik yaptığım kişi tüm kötülüklerden vazgeçecek. Hep ben hep ben. Ben merkezli bir düşünme tarzı. Biz üzerimize düşeni yapmakla mükellefiz. Sonuç bize değil Yaradan’a kalmış. İsterse karşıdaki hidayete erer istemezse zaten o kişi her iki tarafta da helak olmuştur. Kalkıp sonucu kendimiz gerçekleştirmeye kalkarsak Allah muhafaza şirke gireriz.
Biz hoşgörümüzden taviz vermeden ikili ilişkilerde daima anlayışlı olan taraf olmalıyız. Varsın karşıdaki haksız olduğu halde haklı olsun. Bizden ne eksilir? Bizden değil ama nefisten çok şey eksilir.
Kuran okuduktan hemen sonra gıybete dalıyorsak, iftardan sonra küfre koşuyorsak ve namazın ortasında namazı bırakıp çocukları camiden kovuyorsak dek ki yaptığımız ibadetler ne bedenimize tesir ediyor ne de nefsimize.
Nefsin yularını bu rahmet ayında, ramazan günü bile elimize alamayacaksak başka ne zaman alacağız? İslam insanlıktır. İslamı kullanarak insanlık dışı hal ve hareketleri yapmaktan mümkün mertebe kaçınmalıyız. Vesselam…
Advertisement